Teknolojinin büyük bir hızla gelişmeye devam etmesi, her sektörü derinden etkilediği gibi reklamcılığın da yönünün değişmesine yol açıyor. Böylece reklamcılık kavramının zamanla genişlemesi ve içinde çok farklı etkilere sahip bambaşka yöntemlerin de yer alması bazen gelişmeleri takip etmeyi zorlaştırabiliyor.

Son birkaç yıl içinde gündemdeki yerini iyiden iyiye sağlamlaştıran dijital reklamcılık, markaların hedef kitlelerine nokta atışı bir şekilde ulaşmalarını kolaylaştırıyor. Ancak hala geleneksel reklamcılık yöntemlerinin tek başına yeterli olduğunu savunanlar, zamanla sektörlerinin gerisinde kalabiliyor. Tam aksine teknolojik gelişmelere ayak uydurarak dijitale yönelenler ise pazarlarındaki yerlerini korumaya devam edebiliyorlar. Fakat dijital dendiğinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşandığını da unutmamak gerekiyor.

Markaların çok daha sağlıklı tanıtımlar yapabilmesi, satış grafiklerini yükseltebilmeleri ve doğru kitlelere seslenebilmeleri açısından dijital reklam yöntemleri her an kendini yenilemeye devam ediyor. Bunun doğal sonucu olarak da çoğu firma çeşitlenen yöntemler hakkında geniş bilgi donanımına sahip olamayabiliyor. Bu noktada ise kulaktan dolma bilgiler, yanlış anlamalar dijital reklamcılık hakkında doğru olmayan bazı yargılara varılmasına neden olabiliyor.

Reklamverenlerden yayıncılara, reklamcılara kadar bu ekosistem içinde yer alan herkesin işin doğrusunu bilmesi oldukça büyük önem taşıyor. İşte dijital reklamcılıkta doğru olduğu sanılan yanlış bilgilerden bazıları…

“Mobil hareketler dönüşüm sayılmaz”

Mobil cihaz kullanımının artış göstermesi, markaların kullanıcılarını mobil üzerinden de yakalamalarının önünü açıyor. Mobil kullanıcılar da çoğu zaman işlemlerini pratikliğinden dolayı akıllı telefon ve tabletleri üzerinden gerçekleştirmeyi tercih ediyorlar. Araştırma, alışveriş yapma gibi aktivitelerin mobil platformlar yoluyla gerçekleştirilmesi ise markaların mobil mecralara yönelmesini zorunlu kılıyor.

Fakat hala birçok kişi/kurum mobil cihazlar üzerinden gerçekleşen hareketlerin dönüşüm oranlarına bariz bir şekilde etki etmediğini düşünüyor. Oysa mobil cihazların bu konudaki performansı, masaüstü cihazları birçok açıdan sollamak üzere. Dolayısıyla mobil dönüşüm gerçeğinin farkına varmak ve bu yönde reklam çalışmaları yürütmek de başarılı olmada oldukça büyük rol oynuyor.

“Reklamların gösterim yerlerini tek tek belirlemek şart”

Aslında o kadar da önemli değil, çünkü programatik reklamlar bu yüzden var. Eğer ideal hedef kitlenizi biliyorsanız, programatik reklam yöntemlerine de gönül rahatlığıyla güvenebilirsiniz. Programatik reklamcılık; doğru yerde, doğru kişilerle temas kurabilmenizi kolaylaştırır ve ölçeklenebilir olması nedeniyle zaman ve maddi kaynakları daha doğru yönde kullanabilmenize ön ayak olur. Hatta tanıtım performansınızı takip edebilme imkanı vererek gelecek reklam çalışmalarınızda da sağlam adımlar atabilmenize olanak verir.

“Uygulama içi reklamlar etkili değil”

Mobil kullanıcı sayısının hızla artış gönderdiği günümüzde uygulama içi reklamlarla onlara doğru mesajla seslenmenin etkili olmayacağını düşünenlerin sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil. Ancak dijitalde geçirilen zamanın yüzde 54’ünün ve akıllı telefonlara ayrılan sürenin yüzde 86’sının mobil uygulamalarda geçirildiği göz önüne alındığında kullanıcılarla en çok etkileşim kurulabilecek ortamın mobil uygulamalar olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Doğal olarak mobil uygulama içi reklamların toplam tanıtım yöntemleri içindeki payının da gayet büyük olduğu ve zaman geçtikçe daha da önemli bir hale geleceği de göz ardı edilmemeli.

Dijital reklamcılık alanında yaşanan gelişmelerin paralelinde yanlış anlamaların da sonu gelecek gibi görünmüyor. Ancak tanıtım aktivitelerinde dijital reklamcılığın oldukça etkili bir rol oynadığı ise bilinenler arasındaki en doğru gerçek. Eğer siz de markanızı ve ürünlerinizi hedef kitlenizle en etkili yoldan buluşturmak istiyorsanız, zaman kaybetmeden ReklamStore hesabınızı oluşturarak işe başlayabilirsiniz.